ORAY EGIN
Liberallerle AKP’nin arası er geç açılacaktı, kısmet bugüneymiş. AKP iktidarının en büyük destekçisi Altan ailesinden, AKP’ye en sert eleştiriler gelmeye başladı. Altanlar sağlı sollu saldırmaya başladı Recep Tayyip Erdoğan ve partisine. Mehmet Altan, önce türbana özgürlük bildirisini seçim yatırımı olarak gördüğü için imzalamadı, dün de Vatan’a zehir zemberek açıklamalarla ipleri kopardığı sinyalini verdi.
Ahmet Altan da AKP’ye aydınların destek vermeyi kesmesini özgürlüklere sınır konmasıyla açıkladı. Taraf’a yazdığı ve Fehmi Koru’ya yanıt niteliğindeki çok sert yazıda şu ifadeler yer aldı:
“Ortaklığımız siz özgürlükleri genişlettiğiniz kadardır. Siz bazı özgürlüklere arkanızı döndüğünüzde bunların ‘sizi ilgilendirmediğini’ düşündüğünüzde ortaklığımız biter. Kendi gündemimize döneriz.” {SZ: Komedi desem dogru olur. Satilmislardan, ver kurtulculardan, satarim ama satilmam seriatcilara bu kadar gec tepki verilmesi, gercekten komedi...}
Bu restleşmenin altında ne yattığını merak ediyorum ister istemez. Bir süre öncesine kadar AKP’nin Türkiye’de İkinci Cumhuriyeti kuracağına inananlar nasıl oldu da böylesine karşı olmaya başladılar AKP’ye karşı.
Anlayabiliyorum ama...
Çünkü AKP herkes gibi liberalleri de kandırdı. İlk dönemde samimi olarak Avrupa Birliği’ne ve özgürlüklere yatırım yapan AKP, yüzde 47’nin zafer sarhoşluğu esnasında Türkiye’yi medeni Batı standartlarında bir ülke yapmak yerine, geriye götürecek adımlar atmayı tercih etti.
Liberaller de eninde sonunda anlamış olmalı ki AKP’nin bir gizli gündemi var. Ahmet Altan’ın da sıraladığı liberal öncelikler hiç gündeme gelmedi: Hrant Dink cinayeti, 301, Avrupa Birliği gibi meseleler türbanın altına gizlendi. {SZ: Liberallik ne zamandan beridir saftoriklikle ayni anlama gelmeye basladi. Liberallerden beklenen ilerici olmalari, ileriyi gormeleridir. Yirmi senedir, AKP'yi olusturanlarin hangi kafa yapisinda oldugu belli. Onlara seriat ver, demokratik her seyden kurtulmaya razi olurlar. Bu kisilerin demokratik degerlerle Turkiye'yi bulusturmasina inanmak liberallik degildir. Bu kendine liberal diyen grubun saftorikligi sacmaligin otesinde, normal kistaslarla anlasilamaz boyutta. Ne denirse densin, bizim liberallerin AKP'ye destek vermesinin tek sebebi cikardi. O kadar ki, cikarlari dogrultusunda kendilerinden olmayana baskiya evet diyecek kadar liberaldi bunlar. Ozetle, batsin bunlarin demokratligi, ve sevsinler tepkilerini. Aptallik ne zamandir liberallik olduysa, bunlarda o kadar zamandir liberaller....}
Artık liberaller AKP’yi desteklemek için kendi çevrelerine, arkadaşlarına bile açıklama bulamaz hale geldiler. Düşünün, birbirinden zeki üyeleri olan Altan ailesi bir araya gelip siyaset konuşsa AKP konusunda ailenin damadını bile ikna edemezler. Ellerinde o kadar bile kanıt yok.
AKP de liberalleri elinde tutmak için hiçbir şey yapmadı. Dahası her adımda, her kararda, her tartışmada ülke daha da gerildi. Daha fazla göz yummak istemediklerini düşünüyorum bugün itiraz yükselten liberallerin...
Yine de en önemli sapmanın Avrupa Birliği konusunda yaşandığı ortada... AKP, Avrupa Birliği’ni istemediğini her geçen gün biraz daha kanıtlıyor çünkü.
Ortada bunun sağlamasını yapacak bir veri de var: Neredeyse bütün ülkeler Avrupa Birliği’yle özel olarak ilgilenmesi için bir bakanlık ya da özel bir makam kurarken bizde bu işe Dışişleri Bakanı bakıyor. Dışişleri portfolyosu yoğun olan ülkeler, İngiltere, Almanya, Fransa sırf AB’yle ilgilenmesi için özel olarak bakan ya da özel delege atıyor. Bizde sırf Irak’taki durum bile Dışişleri’nin ne kadar yoğun olduğuna dair bir ipucu verebilir, ama buna rağmen Ali Babacan hem Dışişleri Bakanlığı yapmaya devam ediyor hem de AB’yle ilgileniyor.
Bu Avrupa Birliği’ne karşı ciddi bir yaklaşım mı? Türkiye gibi her daim dış meseleleri yoğun olan biri hangi biriyle uğraşacak bunun?
Sonuçta gencecik, tecrübesiz, siyasette de çocuk biri Ali Babacan. Hangi devlet tecrübesini, hangi başarılarını gördük, hangi aşamalardan ve önemli görevlerden geçti de ona bu iki en önemli görevi emanet ettik, anlamak mümkün değil. Tek artısı İngilizce bilmesi, AKP’nin çoğunluğunun da bilmemesi. Nitekim bu işi de başaramadığı ortada.
Ama AKP zaten başarmak istemiyor ki... AB yolundan saptığı için durumu sadece müzakereciyle idare ediyor. O da başını kaşıyabilirse yoğun dışişleri gündeminden.
Başbakan’ın liberalleri kaybetmesi çok kötü oldu. Liberal aydınlar, iyi niyetle inanmıştı ona, bu iyi niyeti sömürmek kendi açısından iyi olmadı. Elbette AKP bundan böyle kendisine de şakşakçı bulacaktır, ama hükümet çok ciddi bir teorik temelini kaybetti.
Uzlaşma bitmiştir artık.
No comments:
Post a Comment