February 26, 2008

Kul hakki yiyen, bunu gururla ifade eden, AKP - de dahil olmak uzere - yavsagi gercek Allahsizlar

Belediye otobüsünde ’türban indirimi

Yalçın BAYER

Doğduğundan beri Adana’da yaşayan 47 yaşındaki Nezire Nilgün Pepedil, ’türban imtiyazı’na ilişkin yaşadığı bir olayı yazıyor:

"Düne kadar tekrar dünyaya gelsem ne başka bir ülkede, ne de başka bir şehirde yaşamak isterdim. 2 kız annesiyim, birisi mühendis, ötekisi doktor. Ekonomik sıkıntılarla dolu üniversite yılları henüz geride kaldı ve ikisi de şimdi kendi hayatlarını kazanıyor. Anlayacağınız düne kadar çocuklarımın yarınları için endişelenmeyi geride bırakmış, keyifle torunlarımı seveceğim günleri bekliyordum.

Son zamanlarda güzel memleketimde yaşanan sevimsiz olaylar elbette üzüyordu beni, ancak dün (önceki gün) olanlar sert bir tokat gibiydi, üzmekten çok öte canımı acıtan... Adana’da belediyeye bağlı toplu taşıma araçları olan otobüslere binmek için manyetik kartlar kullanılıyor. Bu kartlara şehrin çeşitli yerlerdeki sabit noktalarda bulunan bayilerden istediğiniz miktarda para yüklüyorsunuz ve otobüse bindiğinizde kartı manyetik okuyucuya gösterdiğinizde biniş ücreti karttan düşülüyor. Her biniş için ne kadar ücret kesileceği, binilen otobüsün şoförü tarafından tek bir düğmeye basmak suretiyle değiştirilebiliyor. Dün (önceki) otobüse binerken ben de herkes gibi manyetik kartımı okuyucuya tuttum ve ekranda biniş ücreti olarak 75 kuruşun kartımdan düşüldüğünü okudum. Hemen arkamdan otobüse binen türbanlı bayan kartını okuttuğunda ekranda 60 kuruş göründü, birkaç durak sonra otobüse binen türbanlı bir diğer vatandaş şoförle işaretleşti ve manyetik okuyucuya kart göstermeden araca bindi. Bunun üzerine şoföre, biniş ücretlerini neye göre belirlediğini sorma gafletinde bulundum ve cevabı sert bir tokat gibi indi suratıma:

’Benim inisiyatifime kalmış, canım isterse öğrenci alırım ya da hiç almam, sıkmabaşlardan (şoförün kullandığı tabir tam olarak buydu) ücret almam.

Donup kalmıştım, sinirden titriyordum, gideceğim yere varmadan otobüsten indim. Ne yapabilir, kimi kime şikayet edebilirdim? Modern bir Türk kadını olarak sıkmabaş olmayan ben ne yapabilirdim? Çaresizlik içinde yazıyorum size... Yarının bugünden daha karanlık olmasından korkuyorum... Çığlıklarımızı duymazdan gelenlerden korkuyorum... Kaleminizin sesimiz olması dileği ile yazıyorum size..."


No comments: