January 7, 2010

Halki dogrudan aptal olarak niteleyen yazilara bir ornek daha.....

Fatih Altayli diyor ki: Reklam mı önemli, okur mu?

HABERTÜRK'le yola çıkarken size verdiğimiz bir söz vardı, "Gazeteyi reklamverenler için değil, sizin için hazırlayacağız" diye.
Dün gazeteleri elime alınca, o sözü anımsadım.
Dün HABERTÜRK, her zaman olduğu gibi 5 gazete ve 24+12+12+12+12= 72 sayfaydı. HABERTÜRK çıktığından beri büyük kentlerde hiçbir zaman bu sayfa sayısının altına inmedi.
Reklam gelince üzerine çıktı ama asla altında kalmadı.
Dün diğer gazetelere şöyle bir baktım.
Ocak ayında reklamlar azalınca bakın nasıl çıkmışlar.
Hürriyet: 30 sayfa + 8 sayfa magazin eki.
Vatan: 26 sayfa.
Milliyet: 24 sayfa + 12 sayfa magazin eki.
Sabah: 30 sayfa + 12 sayfa magazin eki.
Şunu anladım ki, bizim dışımızdaki gazeteler için reklam, okurdan önce geliyor."


Simdi eger gercekten esasli bir karsilastirma yapmak istiyorsa, kendisine tavsiyem sunlari yapsin, ve o islemin sonucunu halka duyursun, ki gorelim ne kadar dogru ne kadar yalan soyluyor...

  1. Oncelikle gazete iceriklerinden reklamlari ayirsin.
  2. Sonra baska kurumlardan asirilan, yani orjinal olmayan haberleri ayirsin.
  3. Konu olarak gerek sirasina gore materyallari gruba soksun. Mesela spor, mesela saglik, mesela magazin, mesela dunya, mesela politika, mesela kose yazilari, vs.
  4. Bu gruplardan halkin bilgisine katki saglamayan sayfa doldurma kivamindaki haberlerin hepsini elesin.
  5. Geriya kalanlar acisindan karakter sayimina girsin. Eger ki karakter miktari masrafin bir gostergesiyle, o zaman onlarin olcusunu almis olalim.
  6. Sonucu karsilastirmali olarak aciklasin...
Ayrica Altayli sunu da unutmasin. O ornek verdigi gazetelerin masrafini cikaramamasinin en buyuk sebebi, haberleri aynen gazetedeki gibi vermeleridir. Halki adam yerine koymalaridir.

Kendi yazisina bir gunluk sansur koyup, halkin internetten haber alma ihtiyacina engel olanlarin, ozellikle karsisinda bunu ozgurce yerine getirenler oldugu halde, fazla konusma hakkina sahip oldugunu pek zannetmiyorum. Tabii ki, halki aptal yerine koymaya calisanlar disinda...

Ne zaman adam oluruz: AKP'ye AKP demekten korkmadigimiz zaman.

December 11, 2009

Hasan Cemal buyurmus!!!

"Demokratik açilim yolculugu baslarken bir noktayi birden çok kez vurgulamistik.
Uzun ince bir yolda zahmetli bir yolculuk olacak demistik."

Zahmet, coluk cocuklarin bir partice ve teror orgutunce toplanip, polise, halka saldirmasi
Hasan Cemal diyorki: Mazur gorun!
Zahmet sucsuz gunahsizlari bu yolda olume atilmasi
Hasan Cemal diyorki: Ben de uzuldum ama O-L-A-C-A-K! Olmadan O-L-M-A-Z!
Zahmet, gencecik, fakir askerlerin bos yere olume dokulmese
Hasan Cemal diyorki: Olsun gulum!
Zahmet, ortada hic bir gecerli sebep yokken, kardes halklarin birbirini bogazlama asamasina getirilmeye calisilmasi
Hasan Cemal diyorki: Lazim, lazim!
Zahmet, ulkenin kan banyosuna dondurulmesi
Hasan Cemal diyorki: Olacak be gulum!
Ve Hasan Cemal diyorki: Bunarin hepsinin arkasindaki teroristleri ve partiyi mazur gorun! Sonucta olen ben degilim ki, milliyetci fasistler (burada siradan vatanini seven Turk halkina sesleniyor)...


Hasan Cemal diyorki:
"PKK uzgunum Leyla desin, mazur gorelim!"
"Sonucta PKK boyle yaparak sorumlu olmadigini gostersin" (Ayni zat-i muhterem, bilirsiniz, askerin en ufak hatasini tum orduya yikmaktan buyuk seref duyar. Ve zerre kadar da mazur gormez.)
"PKK ve asker el elele kol kola silah biraksin" (Az evvel dedigimize gelmis oluyor, degil mi? Dilekler sivil halki oldurene yonelik degil, sivil halki oldureni durdurmaya calisanla, oldurene ayni anda yonelik. Siz hayatinizda boyle bir salaklik duydunuz mu, Allah askina.)

Bu ne demokrasinin bir geregidir ne de sonucudur. Bu dupeduz aptalliktir. Geri zekali bir dusuncedir. Utanmasa kore gozluk verip gordugune inandirmaya calisacak.

Turkiye'nin bu hallere dusmesinin sebebi, iste Hasan Cemal ve benzerleridir. Surekli halki kasiya kasiya, kendiliginden yasanmasi gereken gelismeleri bir anda yasatmaya calismaktir.

Bu kerizlikten ote, halki kendi iti gibi gorup, kendi sacma sapan dusuncelerini onlara zorlamaya calisaktan baska bir sey degildir.

Allah'a sukur Hasan Cemal gibileri ulkemize Basbakan olmadi. Olsaydi, Turkiye Hitler'in reenkarnasyonuyla karsilasmis olurdu.


December 10, 2009

Hasan Cemal'in Daşşakları

Dassak deyince yanlis anlasilmasin. Her ne kadara biolojik olarak erkek uzvunun onemli bir parcasi olsa da, genis anlamiyla dassak cesareti ifade etmek icin kullanilir...

Sonucta, boyle ozellige sahip olduktan sonra ister erkek ister kiz, herkes icin bu kelime kullanilabilir. Cesaretli olana yakisan bir kelimedir.

Simdi bu kelimeyi niye Hasan Cemal icin kullandigima gelince.

Kendisi kosesinde cesaret uzerine, ileriye adim atmak uzerine mesajlarla dolu yazilar yazar ya.
Hani bu yazilar her seferinde kendisi gibi dusunmeyeni asagilama amaci guder ya.
Hani bu yazilari kaale almayanlarin demokrasiyle tersi arasindaki secimi tersinden yaptigini iddia eder ya.
Hani teroriste gercek gul, asker ise bok suyuna bandirilmis gul vermeyi tavsiye eder ya, yani askeri savunmak acisindan.

Iste bu yazilar, insanlari bir cesit hipnoza sokma yoluyla yanlislari dogruymus gibi gostererek yazilmis yazilardir.

Iste ben buna cesaret demem.

Olsa olsa yapma, tartar yapili, dassak derim.

Iste bu Hasan Cemal'in dassaklarini tasvir eder.

Ne uremeye yarar, ne uretmeye.

Amac laf olsun beri gelsin.

Torbada dolu gibi gorunur. Ama aslinda ici bostur. Ne su ne hava, hic bir sey yoktur. Icemezsin, soluyamazsin, goremezsin...

Olmayandan yarar olur mu?

Tabii ki olmaz.

Iste her Turk askerinin olumunun ardindan sampanya patlatmayi bir marifet sayan bir zihniyetin sapka cikartacak olcude gelismis yetenekli bireylerinin en yapma dassakli temsilcisidir kendisi...


November 27, 2009

hasan cemal'den bir sabah guncesi.......

ringggggggggggg!!!!!!!!!!!!!
uyan cemal uyan!
ringgggggggggg!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
ringggggggggggggg!!!!!!!!!!!!!!!!
calan saat, uyan dedim lan, bagirttirma beni, derken, cemalim uyandi.....
gece boyunca pirt pirt bagirsaklarini temizleyen hasan cemal, nihayet yatagina yaptigi iskenceye ertesi geceye kadar son vermek uzere ayaklandi.
hala gece boyunca gordugu kabuslarin etkisi altindaydi....
ne oldugunu anlamamisti ama ilhan selcuk'un hastaneden cikip turp gibi gazetesinin basina gectigini gormustu.
kabusunda cumhuriyet yillarina donmustu....
derin devletin koynuna girip kaltakligini yaptigi o zalim yillara.
ben ne yaptim diye dusunmeye baslamisti.
korkudan ne yaptiginin farkinda olmadan, her zaman yaptigi gibi bir eliyle boxer'indan tasan kucuk cemalle oynarken, oteki eliyle eline aldigi kutsal kitap uzerine basip tovbelemeye basladi.
affet beni cadaloz tanri, seni defalarca reddettim. birak artik pesimi.
kacis bulamadigim icin, en sonunda, bu ugurda fethullahcilarin yarattigi derin devletin kollarina attim kendimi.
yillar boyunca resmen kaltaga dondum. marks'in kaltagi. chp'nin kaltagi. ordunun kaltagi. polisin kaltagi. terorun kaltagi. ve simdi de fethullah'in kaltagi.
birak ya artik pesimi.
ne bicim tanrisin sen ayol!
her yolu denedim.
oldureni savundum
oldurteni savundum
oleni savundum
olmekten beter edeni savundum
olmekten beter edileni savundum (god's note: you did all of these for all the wrong reasons. if you did all those to get rid of me, then even I god has a reason to be surprised. it is not like I gave you a small useless brain, or let you live a world without having the intelligence to be conscious about everything going around you.....)
derken, mucadelenin verdigi zorlama, yerini dusun serinligine birakti...
dusta bir sure daha kucuk cemaliyle oynayip, kucukken arkadaslariyla yaptigi gibi gercek tabanca olmadan su tabancasi taklidi yapdiktan sonra, artik kendine gelmisti.
hemen kurulanip, ayagina terligini gecirdigi gibi bilgisayarinin basina gecti.
ve buyuk bir azimle boyundurugu altina girdigi fethullah efendi'yi bugun nasil tatmin edebilirim diye, dusunmeye basladi.
ve yarinki yazisinin konusu bir anda kafasinda belirdi.
(yasasin tarikat) kahrolsun asker
(yasasin hukumet) kahrolsun chp
(yasasin ben) kahrolsun sen
not: parantez icindekiler hasan cemal'in editor'e yazisinin gonderilmeyen kisimlarini olustur.

klozet mahkumu escinseller gibi, hasan cemal'de kendi icini halktan saklama hirsiyla gune baslamis olur.



October 22, 2009

AKP tercihini yapmalidir: PKK yada Turkiye

Acikcasi bu igrenc goruntulerden sonra icimden cok sey yazmak geliyor.


Ama, onceligi sadece bir konuya taniyacagim. Askerlik...

Bu son yasananlardan yani PKK'lilarin kahraman gibi ulkeye kabul edilmesinden sonra, sanirim Turk halkinin onceliklik olarak yapmasi gereken, askerlik konusunda yargiya gitmektir.

PKK'yi kahraman mertebesine ulastiran AKP iktidarda oldugu muddetce askerlik yapmak istemiyorum diye insanlar bence dilekce vermeye baslamalidir. Askerlik yasi gelmis olan genclere, askerliklerinin AKP iktidarda oldugu muddetce ertelenmesi izni verilmelidir. AKP iktidardan dustugunde gorevi yerine getirmek uzere.

Hatta bence bunu insanlar dilekce vermeden Genelkurmay Baskanligi aciklamalidir.

Genclere "Turk askerinin cani pahasina savundugu bu topraklarda, yerine getirdikleri serefli gorevin su anda bir anlami kalmamistir. O yuzden siz genclerin AKP iktidar oldugu muhletce askerliginizi ertelemenize izin verildigini bildirmek durumundayiz." denmelidir. Evet, eminim, o genclerin arasindan sirf bu durum devam etsin diye AKP'ye oy verenler olacaktir, ama gercekten ulkesini milletini seven, ve vatan topraklarinin bolunmesini arzulamayanlarin da bu konuda soyleyecekleri olacaktir.



October 18, 2009

Gunden secmeler

  • BM Kalkınma Programı’nın Türkiye’yi 109 ülke içinde 101’inci sırada gösteren “Cinsiyete Dayalı Gelişme Endeksi”, AK Partili kadınları harekete geçirdi.

Islami standartlara gore 109 ulke arasinda 109. ulke olmasi gereken Turkiye'nin, nasil hala 101. sirada bulunmaya devam ettigi AKP'li kadinlari sasirtti. Kocalarinin emriyle hemen calisma baslatip, diger ortalamayi yukselten kadinlari nasil erkegin kolesi haline getiririz konusunu tartismaya actilar.

  • Erdogan, "Kim adaletsiz olursa olsun Turkiye onun karsisindadir, karsisinda olacaktir. Turkiye hicbir zaman zalimlerin yaninda olamaz" demis.

Allah'tan utanmasa, Irak isgalinde Amerika'ya Turkiye topraklarini acma emrinin kendisinden geldigini de inkar etmeye calisacaktir. Tabii Abdullah kardesinin, soykirim suclusu Afrika canavarini krallar gibi karsiladigini da unutmus olmali. Israil'e Guneydogu ihalesi vermek icin acilim yapmaya calisan, halkin tepkisini azaltmaya calisanda herhalde baskasiydi. Lutfen, tip doktorasi olan herhangi birisi, bu kisi de ne tur bir hastalik oldugunu aciklayabilir mi? Artik bu kisisel inkar olayini asmis durumda. Sanirim, kendisini en kisa zaman Dr. House'a teslim etmek gerek. Belki yaninda calisan elemanlari, ornek(!) Afrika liderine yaptiklarini tekrarlar....Kim bilir, bu sekilde belki Turkiye kurtulur..


  • Fatih Altayli diyor ki: "Şimdi Aydın Doğan zora girince Habertürk internet sitesi sormuş, “Dinç Bilgin ayda 250 bin doları almaya devam edebilecek mi?” diye. Orasını bilmiyoruz. Ama alamazsa bilin ki, yarın öbür gün de Aydın Doğan’la ilgili önemli ifşaat yapacaktır."

Bizde diyelim ki, bazi internet sitelerinde dolasan haberlere gore, bizzat Turgay Ciner'in emriyle, Dinc Bilgin'e, Dogan'i batirmasina yardimci olmasi sartiyla onemli miktarda para yardimi yapilacagi haberi ulastirilmis. Tabii bu gorusme trafigini baslatan olay Dinc Bilgin'in aracilarla Fatih Altayli'ya hazir oldugun bildiren haberler ulastirmasiymis. Tabii Fatih Altayli bu bilgiyi alir almaz, hemen patronunu arayip oluru almayi basarmis. Simdi merak edilen soru, Dinc Bilgin'in bunun karsiliginda Turgay Ciner'den ne kadar para alacagi, ve Fatih Altayli'nin araci olarak kac milyon dolarlik bonus cekine kavusacagi. Bize verilen haberlere gore, Dinc Bilgin'e Dogan'in odemesi gereken paranin %20 fazlasi teklif edilmis. Fatih Altayli'ya da bonus olarak bu miktarin %30 kadari verilecekmis. Ne diyelim, Fatih Altayli'nin kizina o paraya guzel bir yali alinir. Eh, herkes gelecegini dusunmek zorunda, Fatih Altayli niye bundan mahrum olsun ki. Adamin hakki, gunduz gece dinlemeden, patronunun dusmani olan isadamlarina savas aciyor, ve karsiliginda onemli miktarda bonus cekleri topluyor...



October 14, 2009

Fehmi Koru ile gulelim eglenelim

Taha Kivanc rumuzuyla Oray Egin'e sallamis bizim kolonya kokulu.


Oncelikle irdeleyelim. Neden kolonya kokulu? Anlami ne? Anlami cok basit, kendini oldugunun disinda gostermeye calisan bir kisinin lakabi bu. Nereden nereye!

Ama, benim en cok komigime giden ne biliyor musunuz?

Fehmi Koru denen zat'i na'muhterem, kendisine kacak yali, rusvet, kul hakki yeme konusu soruldugunda, kose bucak Oray Egin'in israrli sorularindan kacmisti.

Aynen taptigi basbakan'i gibi, sut dokmus kediye donmustu yani. Ruh hali de tabii ki soyleydi: "Ne yapsam, ne etsem! Allah belalarini versin topunun. Ne yaptim yani, uc bes kisiyi araya sokarak, ben de bir yali sahibi olmak istedim. Ne ki bu. Her Musluman'in hakki, onune gelen firsati degerlendirmek. Benim yaptigim kul hakki yemek falan degil. Ben sadece kendi hakkimi aldim. Hem zaten kul hakki ne ki? Isini bilmeyen saftirik akilsiz cenahin yapamayacigini yapmak, elde edemeyecegini elde etmek ne zamandan beridir kul hakki yemek oluyor ki? Tovbe tovbe. Musluman adama, bu kutsal mevsimde kufur ettirecekler.

---FEHMI's SONG----
Ben Muslumanim, cunku Muslumanim,
Cebim kalin, cunku Muslumanim,
Yali neymis, arsa neymis,
Kondummu konarim,
Cunku ben Muslumanim,
Musluman Musluman,
Ben Muslumanim,
Fakirken de, zenginken de,
Arasini bosver,
Cunku ben Muslumanim"

Neyse.

Kendis o zaman da kolonya kokuluydu.

Ne oldu da, bir cevap icin aylarca bekledi. Ne oldu, kabiz oldu da tuvaletten mi cikamadi? Ama biz sebebini biliyoruz.

Onu da aciklayalim. Cunku istedigi kacagi kacakliktan cikarma operasyonunu tamamladi da ondan.

Adam oldurdukten sonra musluman olan bir hiristiyan'in kendisini gunahsiz gostermesi gibi bir sey yani.

Neyse.

Fehmi Koru ona buna bok atacagina, ciksin, Musluman gibi yaptiklarinin hesabini versin. Tabii imani varsa. Allah'tan korkuyorsa. Ve daha da ozeline Muslumansa ve Kuran'i Kerim'e inaniyorsa.

Eger bunlari yapamazsa...Kendisi daha cok kolonya kokulu diye anilir.

Degil mi sevgili FehmiTahaKoruKivanc....


October 12, 2009

Ah Fatih Altayli

Gecenlerde Dogan Grubu aleyhine Hukumet ayarliceza verilmesi uzerine, Ciner'in sahibi oldugu ve Altayli'nin islettigi Haberturk bir tur haber bombardimanina baslamisti.


Ilginctir ki, kendini durust habercilik yaptigina ikna etmeye calisan Fatih Altayli bunun tam aksini haberleriyle sergiliyor. Guya objektif takildigini zannediyor. Ama maalesef, objektifligi araki bulasin.

Her Dogan grubu aleyhine cikan yazidan sampanya kokulari geliyor, oylesine kin ve nefret dolu yazilar. Ve bunlari aynen Fethullah Gulen metoduyla yapiyor. Gozunun icine baka baka yalan soyluyor. Utanmasa bir de aglayacak. (see: Crybaby Gulen)

Neyse. Konumuz simdilik Haberturk.

Evet, Altayli tarafindan vaktinde mayfacilik suclamasina maruz kalmis Ciner'in sahibi oldugu gazete. Ve yakin zamanda Altayli icin pislik gazeteci tanimlamasi yapmis olan, ama simdi ne hikmetse yaranmak ugruna yaradanindan olan Yavuz Semerci'nin Fatih Altayli'nin bal tutan parmaklarina kosusturup, Dogan haberciligi oynamaya calisanlarin yer aldigi gazete.

Tabii ki bu gazetede herkes kotu olacak degil. Ama bilinmelidir ki, ne sahibi ne gazetenin basindaki, ne de yazarlarinin bazilari sutten cikmis ak kasiktir.

Bu arada, sanirim bir cok kisi farketmistir. Ama, tekrar belirtmenin sakincasi olmaz.

Fatih Altayli, Erdogan AKP diyenler serefsizdir aciklamasi yaptiktan sonra korkudan altina kaciranlarin temsilcisi oldugunu bir daha AKP diyemeyerek gosterdi. Eh bu da kendisinin objektif habercilik anlayasi olsa gerek. Ki bunu yapan kisi, kim bilir hangi haberleri Basbakan'i kizdiririm diye yayinlayamiyor. Ayni sekilde, kim bilir hangi haberleri Basbakan'i nasil memnun ederim diye carpita carpita yayinliyor.

Unutmayalim, sahibi Fethullah konusunda cizgisini belli edince, o cizgiden cikmayi bir kere bile basaramamistir...

Iste Fatih Altayli'nin durust ve objektif haberciliginin en belirgin gostergeleri bunlardir. Siz onun soylediklerine bakmayin. Evvelden, ta Dogan Grubu'nda calistigindan beri Fatih Altayli sahibi ne tarafa bakarsa o tarafa havlayan bir gazetecidir. And, nothin' more, nothin' less.



May 19, 2009

Tutuklanmamak için köşke kaçtı...Oldu mu?

Zavallı Abdullah Gül!

Refah Partisi'nin parasını cümleten yiyip, bitirdiler.

Sülalecek ceplerine indirdiler.

Adaletten kaçmak için her uyanıklığı denediler.

Ama olmuyor işte.

Allah'tan...adaletten kaçış yok.

En son Cumhurbaşkanlığı köşküne çıkmıştı beyefendi. Nasıl olsa Cumhurbaşkanı yargılanamaz diye.

Tabii yetti mi?

Yetmedi.

Hakkındaki bu haberleri asgariye indirmek için ne yaptı bizim dolandırıcı...

Bu dindar-dolandırıcılık şebekedeki baş lideri Erbakan'ı güya yaşını göstererek affetti.

Şimdi de en son mahkemeden yargılanmalıdır kararı çıkınca, topunuzu s..erim ulan diyerek efelendi.

Köşkte sinirden ne yaptığını bilmediği için kendisini sakinleştirmek isteyen, daha çocukken tecavüz ettiği eşine (eşi 14 ya da 15 yaşındaydı. kendisi ise 30'u geçmisti) bir güzel tokatı bastı.

Herhalde sinirini yatakta sonradan güzelce çıkarmıştır.

Bakalım bizim mahallenin Müslüman dolandırıcısı şimdi ne yapacak.

Daha da kudurucak mı, yoksa Müslüman olduğunu hatırlayıp, makamını bırakıp, cezayı çekmeye evet mi diyecek.

Göreceğiz...


May 18, 2009

Şeytan'ın ömrü uzun, meleğin ömrü kısa olurmuş...

Tezi. Bir kez daha kanıtlandı....

Türkan Saylan hayata gözlerini yumdu.

Fethullah Gülen ise hala hayatta!

Türkan Saylan için Allah rahmet eylesin...

Fethullah Gülen için ise nihayetinde cehennemden beteri neyse Allah orasını kendisine göstersin!