Kalite dorukta!..
Meclis Başkanı Arınç, Moskova'da Lenin'in mozolesi önünde yaptığı espriyle ne kadar yüksek kalibrede bir devlet adamı olduğunu bir kez daha gösterdi:
"Lenin'i ölü olarak görmek çok güzel."
Hakkını yemeyelim, diğer AKP'li siyasiler de o ölçüde esprili ve nitelikli kişiler!..
Maliye Bakanı hayali ihracattan vergi kaçakçılığına kadar... Maliyenin her alanında deneyim ve hüner sahibi olmasa, bugün bakanlık koltuğu yerine mali suçlu olarak hapiste olmaz mıydı?..
Kültür Bakanı icraat sırasında uyuyabilen ve müzelerin soyulmasını görmezden gelebilen bir zekâ...
Milli Eğitim Bakanı imam hatip mezunlarını üniverseteye sokma konusunda başarıya doğru ilerliyor. Bunu başarınca diğer konulara da sıra gelecek...
Sağlık Bakanı, Bayındırlık Bakanı, Tarım Bakanı... Hepsi ayrı değer... Danışmanlar da öyle... Cüneyd Bey fındık ve pot kırma ustası... Basın danışmanı Beki'nin kamuoyuna yalan söylediğini dün bizzat Başbakan açıkladı...
Bu kadronun lideri Başbakanımız ise şu anda dünya siyasetinde bir yıldız gibi parlıyor... Özellikle itibarlı dostlarıyla ilgi çekiyor; Afgan mücahidi Gülbeddin Hikmetyar, Hamas lideri Halit Meşal, terör finansörü Yasin El Kadı bu muteber isimlerden birkaçı...
Danışmanı Zapsu'nun onu Washington'da "Bu adamı kanalizasyona süpürmeyin" diye savunmasından mutluluk duyuyor. Uluslararası görüşmelerde pot kırması ayağına basılarak önleniyor...
Böylesi bir kalite ve kadro zenginliği yaşıyor Türkiye...
Başbakan El Kadı'ya kefilmiş.
Fiskobirlik'e de kefil olsa da, perişan fındık üreticinin emeği çarçur olmasa!
Gülhan Elmas
Yabancıya satış...
Efendim gurbetçimiz Avrupa'da herhangi bir ülkeden ev, dükkân, apartman almıyor mu? Elbet elin yabancısı da gelip istediği yerden ev, arsa, villa, yalı alabilmeli. Ne var bunda? Üstelik yabancı sermayeye de ihtiyacımız var... Para gelsin... Yüzeysel bakınca bu mantık doğru gibi görünüyor. Acaba olay bu kadar basit mi?...
Erciyes Üniversitesi'nde yabancılara toprak satışına ilişkin bir proje yürütüldü, ayrıntılı çalışma yapıldı, bir rapor hazırlandı. Proje sorumlusu Yard. Doç. Ayşe Odman Boztosun'la konuştuk dün...
Yabancılara toprak ve emlak satışıyla ilgili olarak gözden kaçan veya kaçırılan noktalara dikkati çeken Boztosun dedi ki:
- Köşe yazarları daha çok yabancı kişilerin Türkiye'de edindikleri taşınmazlara odaklanıyor. Böylece Türkiye'de en fazla taşınmaz edinenler Yunan ve Suriyeliler, tatil yörelerinde de Almanlar ve İngilizler gibi görünüyor. Ancak 2003 - 2005 yılları arasında, 2 yıl boyunca, eski yasa Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilene kadar, yabancı ticaret şirketleri, Türkiye'de sınırsız şekilde taşınmaz edindi... Ne kadar? Bilinmiyor. Bu bilgi bugün maalesef Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü'nde bile mevcut değil...
- Bugünkü durumda tam bir denetim var mı?
- Maalesef hayır... Kişilerle ilgli mütekabiliyet esası gibi sınırlamalar var, ama yabancılar Türkiye'de şirket kurarak tıpkı bir Türk şirketi gibi istediği kadar, istediği yerde taşınmaz edinebilir...
- Bir yabancı ülke kendi işadamlarına Türkiye'de ortak şirket kurdurdu, diyelim ki sınır bölgesinden yüzlerce dönüm arazi aldırdı. Bundan bizim haberimiz olmaz mı?
- Olmaz... Çünkü bu konuda bir denetim yok.
- Dış ülkelerde bu konuda tam bir serbestlik var mı?
- İsviçre ve Danimarka gibi ülkelerde ikâmet etmiyorsanız toprak ve emlak alamazsınız. Birçok ülke bu kuralı uygular. Türkiye'deki kadar geniş serbestlik ve denetimsizliğin benzerini bulmak zordur...
AB siyasetçilerinden Lagendijk, "Türkiye'de daha çok bölgesel özerklik gerekiyor" demiş.
Ülkenizi bölün demeyecek kadar nazik bir adam...
Haldun Ertem
July 12, 2006
Gunun yazisi - Melih Asik'tan
Posted by Sazelyt at 9:35 PM
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment